Ağaç Ev Sohbetleri 76

Bu haftanın konu önerisi, sevgili sessizgemi 'den

Herkese merhaba, yaz ayından beri evde olmam hasebiyle kendimi adeta bu blog sayfasına adadım ve neredeyse uyuma zamanları hariç bütün zamanım blog sayfasında geçiyor. Burada edindiğim tecrübelerin en başında gelen şey ise blog sayfalarının birbiriyle olan etkileşimi. O yüzden takip ettiğim bütün blog sayfalarının yazılarına yorum bırakmaya çalışıyorum... Sokakta görsem tanımayacağım birilerini, yazılarıyla tanıyor ve onlarla güzel iletişimler kuruyorum. Bu beni heyecanlandırıyor açıkçası. Blog yazmak bana iyi geldi diyebilirim, hayat standartlarım değişmedi belki ama düşünce yapısı olarak o anksiyete durumlarından uzaklaştığımı söyleyebilirim. O yüzden böyle paylaşımlı uygulamalara daha sık katılmaya karar verdim.

Bu haftanın konusu;

• Pandemi bir gün bitecek ve bütün olanlardan sonra hayata dikkatli şekilde karışacağız. Belki sosyal mesafe kuralları artık hep geçerli olacak belki maske de uzak doğu ülkelerinde olduğu gibi kalabalık alanlarda yoldaşımız olmaya devam edecek tedbir için.. Peki evlerde hapsolduğumuz bu sürecin ardından nasıl bir tatil hayaliniz var? Nereye gitmek ve ne yapmak istiyorsunuz?

Uzak doğuda, pandemiden önce de maske kullanımı yaygındı, belki göreniniz, takip edeniniz vardır. Bir yakınımla sohbetimde aynen şu konuşmalar geçmişti aramızdan, onu aktarmak isterim;

A kişisi: Ne güzel bak bunlar hep maskeyle dolaşıyorlar, grip falan olmazlar, aslında öyle dolaşmak lazım sokakta....

Ben: Yahu ne maskesi şimdi durduk yere...

DEDİM VE OLANLAR OLDU... :D

Aslında bir çoğumuz evlerimizdeyiz, dediğim gibi yazdan beri evdeyim vs. ama bu bir tatil çeşidi sayılmıyor çünkü mental açıdan kafalar hep yorgun oluyor. Evlerde kalmamızın verdiği stres, bir kesimin bu ev konusunu hiç umursamayıp hastalanmaları ve sayıların onlar yüzünden düşmemesi bizleri biraz daha evlerde tutuyor. Çok ayıp.

Şöyle Karaburun civarında bir köyde 1 haftalığına kalıp, gündüzleri o çiftliklerin yanına balık tutmaya gitmek isterdim. Karaburun çok acayip bir yer, sığ bir alan keşfedilmemiş çok fazla bakir alana sahip. (aman öyle kalsın gözünüzü seveyim) 

Eski Karaburun Çeşme yoluna sapmıştık biz bir keresinde, o çiftlikleri görüyoruz, manzara da gerçekten çok güzel ama gelin görün ki benim anksiyetem huzur vermemişti. Ama artık pamuk gibi oldum Allah bozmasın, :)))) oraya gidip biraz oksijen almak isterdim :)

Balkanları çok seviyorum, Bulgaristan'a ve Makedonya'ya gezi planlamak istiyorum. Hala yerli yerinde duran tarihi dokuyu ellerimle hissetmek istiyorum. Bulgaristan, şuan için bir hayalden ibaret olsa da Makedonya için plan çoktan yapıldı. :) Bir arkadaşım, (ki siz onunla röportajı okudunuz,   Rap Müzik Hakkında Bir Röportaj  

Tabii Makedonya'yı tercih etmemizin başlıca sebeplerinden biri bizim para birimimize göre ucuz olması, arkadaşımın dede tarafından Makedon olması, vize veyahut başka bir şey istememesi vb. :)

Akyaka'yı çok öneriyorlar, oradaki tarihi yapılar, buz gibi suları ve muazzam evlerini görmek isterdim şöyle bir hafta boyunca Akyaka'dan başlayarak duraklar belirleyip Marmaris'e kadar bir yolculuk fena olmazdı :)

Neden bilmiyorum, tatil hep 1 haftalık olmak zorundaymış gibi geliyor bana, öyle çok da büyük tatillerde gözümüz yok belki de, sonrasında da çalışmak lazım, üretmek lazım, belki de bu blog da yazılar yazmak o yüzden iyi gelmiştir, üretebilmek iyi geliyordur. :)

Hala düşünebilen bir beyne sahip olmamız güzel bir şey. Blog yazmayı bu yüzden seviyorum, ben bu yaşıma kadar hiç günlük tutmadım, notlar almadım, akışına bıraktım. ancak insan bu; unutabiliyor. bu sayfa birazda bu yüzden var. Ne demişler, söz uçar, yazı kalır... :)))