TELEVİZYON
STÜDYOLARINDA BULUNMASI GEREKEN ARAÇ VE GEREÇLER
Öncelikle stüdyo denildiğinde aklımıza
gelecek ilk şey dört tarafı kapalı, tavan yüksekliği büyük bir iç mekan olarak
hayalimizde canlanmalıdır. Bunu dış mekana taşımak bizim elimizdedir, ancak
televizyon stüdyoları, hizmet edeceği program türüne göre değişiklik
gösterebilmektedir. Bir talk show programını dış mekan olarak sunarsanız, bunun
gerektirdiği çok ciddi ön hazırlıklar vardır. Bu sebeple iç mekan TV stüdyosu,
talk show programı için daha tercih edilebilir bir sebeptir. Örneğin,
seçimlerin olduğu bir dönemde haber programları gerekli ön hazırlığı yaparak
seçimin açıklanacağı dış mekanda haber programı sunabilirler. Çünkü çok ciddi
ön hazırlıklar gerektirmez ve kamera önünde tek kişi olacağı için bu durumlarda
dış mekan tercih edilebilir.
Resim.1 Televizyon Stüdyosu
Stüdyo kelimesini sadece televizyon programının çekildiği mekan olarak
kullanmayız. Radyo stüdyosu, kayıt stüdyosu, gelişen çağ ile beraber dövme
dükkanlarının da mesleğini icra ettikleri yere dövme stüdyosu dediklerini
görüyoruz… Ancak televizyon stüdyoları
genellikle sabit ve aktif olarak kullanılan nesneden, objeden, dekordan, vs.
oluşur.
Kısaca bahsetmek gerekirse televizyon
stüdyosunun iki ana bölümü vardır. İlk bölümü büyük çoğunlukla dekorun vs.
bulunduğu stüdyonun içindeki ve genellikle kameranın önündeki bölümdür. Bu
durumda kameraların görüş açısı, stüdyonun ilk bölümünün tamamını kapsar
diyebiliriz. Kameralar, tek bir insana odaklanmış olabilir, (haber programları,
magazin programları,) yada bir masanın etrafında oturan insanları görebiliriz.
(panel, tartışma...vs) Tepeden tırnağa bir stüdyoyu kullanıyorlarsa bu da
genellikle Talk Show (Reality Show) olarak karşımıza çıkar. Kısaca kamera neyi
görüyorsa stüdyonun ilk bölümü budur, diyebiliriz...
İkinci olarak, stüdyonun belki de en önemli
kısmı, rejidir. Reji, görüntüyü canlı yayına aktarır. Canlı yayındaki bir
programın sorunsuz bir şekilde sürmesinde sunucuya yardım eder. Gerektiğinde
telefon bağlantılarının isimlerini, yayına ulaşılabilecek numaraları vs. ekrana
yansıtır. (KJ) Yayına giden müzik ve sesleri ayarlar, Kameraların yönü, açısı,
yayına giden görüntü, reji yönetmeninin direktifleri doğrultusunda ayarlanır ve
naklen yayına sunulur.
Resim.2 Rejiden bir görüntü
Bu durumda reji, stüdyonun beyni, kamera
önünde olan bölüm ise stüdyonun kalbi diyebiliriz.
Stüdyolar yapı itibariyle kullanılmadıkları
zaman büyüklükleri göz önüne alınırsa korkutucu ve soğuk bir yapıya sahiptir.
Genellikle kullanılmayacak yada bir sonraki çekim için kullanılacak koca koca
eşyalar (monitörler, ışıklar, kameralar, dekorlar, vs. bu liste uzadıkça uzar…) stüdyoya
istiflemiş halde bulunabilir.
Çekimler başladığı zaman atmosfer tamamen değişir, ışıklar açılır, stüdyonun içi ısınmaya başlamıştır. Dekorlar
yerleştirilir, programın yapısına uygun bir şekilde seyirci varsa onlar kabul
edilir. Çekim günü ve çekimin biteceği zamana kadar bir koşturmaca hakimdir.
Stüdyoların en öne çıkan özellikleri ise büyüklükleridir.
Stüdyolarda tavan boyutları da yüksek ve geniştir. Bunun en temelinde stüdyoya dışarıdan taşınacak bir malzemenin kolaylıkla taşınıp monte edilebilmesi amaçlanmıştır. Onun dışında ışıklar genellikle bir mekanizmaya montelenmiş ve aşağı yukarı hareket edebilir vaziyettedir. Eğer ışıklar yere yakın olursa kullanılan ışıklar yüksek ısı yaydıkları için stüdyoyu çok fazla ısıtacaktır ve bu durum çoğu zaman istenmeyen bir şeydir. Bu sebepte stüdyolarda pencere olmadığı için havalandırma sisteminin muazzam derecede güzel olması gerekmektedir.
Televizyon stüdyoları ses sistemleri
bakımından da önemli bir yere sahiptir. Bir stüdyonun içine nasıl ışık
giremiyorsa, aynı zamanda dışarıdan ses de girmemelidir. Bu yüzden stüdyonun
hem iç hem de dış duvarlarına yalıtım yapılması zorunludur. Böylece ses
yalıtımının zayıf kaldığı tek nokta stüdyoya açılan kapılardır. Bunların dış
kısmına da YAYIN gibi yazılar yazılıp (yabancılarda ON AİR) ışıkları açılır…
Stüdyolardaki önemli bir konu da mikrofon ve
hoparlörlerin nereye yerleştirileceğidir. Stüdyoda sunucu ve konukları sesini
seyirciye duyurmak için belirli noktalara hoparlör yerleştirilir. Eğer bunlar
yanlış yerleştirilirse Stüdyoda ve televizyonda giden seste sürüp giden bir
uğultu oluşur. Bu uğultuya ‘’Akustik Geri Besleme’’ denir. Bunu önlemek adına
yapmamız gereken şey ise hoparlör ve
mikrofonları doğru yerleştirmek ve genellikle tek noktadan ses alan mikrofonlar
kullanmak gerekir.
Şu aşamaya kadar iç ve dış stüdyonun
farklarından, bunların zorluklarından ve kolaylıklarından bahsetmeye çalıştım.
Şuana kadar az çok stüdyo nedir, hangi ortamlarda olmalıdır, hangi programlar
hangi stüdyoda yapılır gibi konulara cevap bulmaya çalıştım. Şimdi ise stüdyo
da kullanılan cihazlar konusuyla konuya devam edeceğim.
Stüdyolarda genellikle ayakları rahatça
hareket edebilen sağa sola rahatça çekilebilen tekerlekli tripodlar üzerine
ağır, hantal kameralar konulur. Bunun sebebi ise kameranın oradan fazla bir
yere taşınmaması olduğu yerde sabit durması içindir, genellikle dış çekimlerde
tripoda konulmak üzere hafif kameralar tercih edilir çünkü zaman zaman
kameramanın kamerayı omzuna alıp sunucuyu takip etmesi de gerekebileceği için
ağır ve hantal kameralar tercih edilmez. Genellikle bu tarz sabit kameralara prompter takılır,
eğlence programlarında bu başka bir yere de
sabitlenebilir (telefon canlı yayın alan talk show programlarında vs.)
Tripod haricinde bir de Jimmy Jib mevcuttur.
Jimmy, kameraya ekstra bir aksiyon katmak ve eğlence programlarında operatörün
yaratıcılığına bağlı olarak farklı hareketlerde kullanmak amacıyla kullanılır.
Bu aksiyon ciddi programlarda pek tercih edilmez.
Kameralar stüdyonun içinde sadece görüntü
toplayıcı olarak çalışmaktadır. Ses kanallarına gidecek olan sesi çubuk
mikrofon yada sunucu ve konukların üzerine yerleştirilmiş yaka mikrofonları
üstlenir. Ayrıca bir orkestra veyahut sabit bir müzik ekibi varsa üstlerinden
sarkacak bir şekilde boom yada çubuk mikrofon yerleştirilir bu sayede mikrofon
sesi tek noktadan aldığı için diğer ses frekanslarına çakışmadan müziği ses
kanalına aktarır.
Ayrıca tüm bu çekim sürecinde ekibin iletişim
halinde olabilmesi için intercom sistemine ihtiyaç duyulur. İntercom'dan
genellikle rejinin talimatları gelir, stüdyo içinde rejiyle konuşan tek kişi
stüdyo şefidir. Gelen talimatları uygulamakla birlikte stüdyonun doğru
işleyişiyle de ilgili çaba sarf eder.
Kısaca rejiden bahsetmem gerekirse; resim
seçicinin, KJ’nin ses rejisinin ve bunların en ortasında da genellikle
yönetmenin bulunduğu bir ortamdır.
Resim seçici, yayına gidecek görüntüyü ve
sonrasında gelecek olan görüntüyü ayarlamakla yükümlüdür. Yönetmen genellikle
kameraları buradan takip eder ve kameraya ve resim seçiciye eş zamanlı olarak
talimat verir onun talimatı doğrultusunda görüntüler yayına aktarılır. Resim
seçici aynı zamanda görüntüye yeşil perde efekti, değişik geçiş efektleri de
uygulayabilir.
KJ; televizyon ekranına çıkacak olan sunucu
ismi, konuk ismi, Whatsapp ihbar hattı, telefon numaraları vb. şeyleri önceden
yazıp yayına hazırlayan ve telefon canlı yayın var ise, o an hazırlayan
operatörlerin yaptığı işe KJ denir. Açılımı ise ‘’Karakter Jenaratörü’dür.
Bu operatörler aynı zamanda VTR’nin
hazırlanmasında da, hazır VTR’yi yayına vermekle de yükümlüdür, çoğu zaman.
Ses Operatörlerinin önlerinde bir ses mikseri
bulunur. Genellikle stüdyo içindeki ses seviyesini aşmamak, yayına çirkin bir
ses göndermemek için önündeki ses seviyesi göstergesinin bir tık altına çekmeye
çalışır sesleri. Aynı zamanda efektler ile oynayarak da sesleri değiştirebilir,
müziği açabilir. Mikrofonları kısıp açabilir. Ses ile aklınıza gelen herşeyin
sorumlusudur.
Rejide aynı zamanda
prompter için ayrı bir alan bulunur (Bilgisayar alanı kadar) bu alanda ki operatör
prompter a yazılması gereken yazılardan sorumludur.
Son olarak yönetmen,
elinde yayın akışının bulunduğu bir kağıt ile sürekli olarak talimatlar
vermekle yükümlüdür. İşini bilen operatörler yönetmenin talimatını beklemeden
kendisi yapabilir. Yönetmene de sadece çekim sürecinin doğru bir şekilde
akmasını sağlamak kalır…
AYRICA ŞU YAZILARI DA BEĞENEBİLİRSİNİZ
tv stüdyosuna yıllar önce lisede iken gitmiştim. Okul müdürümüz ara yıl tatilinde teşekkür ve takdir alanları tv de Cenk KORAY ve Halit KIVANÇ'ın sunduğu pazar programına götürmüştü. Program güzeldi kaynanalar ile ilgili yapılan bir komedik tanıma sesli kahkaha attığımı hatırlıyorum, umarım kameralar bana dönmemiştir:)))
YanıtlaSilHalit Kıvanç televizyonun ilk yılları için muazzam yetenekli bir adam bence, kitaplarını okudum, samimi, güzel, içten biri... Çok beğendim :)
SilÇok ciddi bir ekip işi... Gelelim sorulara:-)) Her programın rejisi ve ekibi farklı mı? Aklıma ilk gelen problemsiz bir canlı yayın sonrası koltuğuna yığılmış, bitmiş bir reji :-)) Birde her program için kullanılan stüdyo farklı mı? Haber ve eğlence mutlaka farklıdır ama benzer formatta ki yayınlar için de farklı stüdyolar mı kullanılıyor? Bende yıllar önce tiyatrolarda teknik ekibin çalışmalarına şahit olmuştum. Zevkli ama bir o kadar da stresli işler.. Ellerine sağlık, bilgilendirici ve keyifli bir yaz.
YanıtlaSilİç ve dış yapımların ekipleri farklılık gösterebiliyor hocam, stüdyo olayına gelirsek, atıyorum yaz sezonu için iç yapım bir program hazırlandıysa stüdyo o programa göre değişebilir dekoruydu, ışığıydı hepsi o programa göre ayarlanır ama haftada her gün radikal değişimler olacağını sanmıyorum bir stüdyo da. Haber ve eğlence programları zaten apayrı bir dünya oldukları için stüdyoların uzaktan yakından alakası yok, haber stüdyosunu çok minimal düşünebilirsiniz, ama eğlence olarak gördüğünüz stüdyonun ucu bucağı olmuyor genelde... Stresi bol ama el alıştıktan sonra belirli kavramları var onları uyguladıktan sonra standart bir yaşam haline dönebilir reji işi ama kamera önü daha stresli geliyor bana rejiden ziyade :)
SilBen de çekim yokken çok soğuk bir görüntüsü vardır diye düşünürdüm demek hakliymisim
YanıtlaSilIşıklar açılınca hayat başlar hocam o mekanlarda, aynı ünlüler gibi...
Silkameranın görünen yüzü kadar görünmeyen yüzü de çok önemli, teşekkürler faydalı bir yazı:)
YanıtlaSilGenel kültür olsun diye okudum napıyım stüdyom yok :) Teşekkürler bilgi yüklendik :)
YanıtlaSilBelli mi olur hocam belki stüdyo da çalışma imkanınız doğar bir gün :)))
Silsaaaol hadi ilerde reji de çalış madem :)
YanıtlaSilNasip kısmet bu işler tabii bakalım :))
SilFabrika gibi! Evet kamera önü heyecan verici ama rejinin yükü ve sorumluluğu da az değilmiş. Radyo Tiyatrosundan kulaklarımda hala çınlayan Reji: Ertuğrul İmer derken ne kadar hafife alıyormuşuz meğer:) Her işin ayrı zorluğu, ayrı keyif verici yanları var elbette. Bilgiler için teşekkürler:)
YanıtlaSilRadyo'nun rejisi çok daha basittir hocam ama bu arada radyo tiyatrosu da çok zor bir iştir. O ses efektleri kapı açma kapama senkronize olma role girme... Bunlar her baba yiğidin kaldırabileceği şeyler değil... :)
SilBen teşekkür ederim, yorumunuz için hocam :)
YanıtlaSilNedense jenerik akarken gözüm hep jimmy jib'e takılırdı :) bilgilendirme için teşekkürler
YanıtlaSil
SilBen teşekkür ederim hocam, yorumunuz için :)
Buradaki bilgilerin çoğunu bilmiyordum. Bilgiyi eğitimini alandan, erbabından öğrenmek güzel şey. Teşekkürler ;)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim hocam
SilReklamlara destek verelim hocam. Organik muz varmış, gidip bir bakalım:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)))
Sil