ALİ VE NİNO HEYKELİ
Gürcü heykeltıraş
ve sanatçı, Tamara Kvesitadze tarafından tasarlanmış ve 2010 yılında, Gürcistan’ın
Batum kentinde, deniz kıyısına, Batum sahiline inşa edilmiştir. 8 metre
yüksekliğinde ve 7 ton ağırlığında olan çelik heykel, zamanla şehrin ve büyük
bir aşkın ve sahip olduğu derin kederin sembolü haline gelmiştir.
Heykel, ‘Man and
Woman’ ismiyle anılsa da hikâyenin asıl sahibi Ali ve Nino’nun
isimleriyle akıllarda yer etmiş ve hikayeleri bu şekilde kulaktan kulağa
yayılmıştır.
Aynı zamanda bu trajik
aşk hikayesine sahip olan heykelin ilham kaynağı, bir kitaptır. Azerbaycanlı
yazar Kurban Said’in ‘Ali and Nino: A Love Story’ isimli romanından
ilham alınmış ve heykeltıraş Tamara Kvesitadze’nin gözüyle yorumlanmıştır.
Ek olarak, bu aşk
hikâyesi ve arkasında bıraktığı derin acı o kadar dikkat çekmiştir ki; hakkında
2016 yılında Azerbaycan ve İngiltere ortaklığıyla çekilmiş bir filmi
yayımlanmıştır: ‘Ali ve Nino’ filmi. Senaryosu Christopher Hampton’a ait olan filmin yönetmeni de İngiliz Azif
Kapadia’dır. Ayrıca oyuncu kadrosunda Halit Ergenç, Ekin Koç gibi ünlü Türk
oyuncular da yer almaktadır.
AŞIK İKİ SEVGİLİ: ALİ
VE NİNO’NUN HİKAYESİ
Eski bir aristokrat
ailenin mensubu ve Müslüman bir inanca sahip olan Ali Han Şırvanşır ve Gürcü
Beyin kızı olan, Hristiyan inancıyla yetiştirilmiş Nino Kapiani’nin aşkı…
İçinde bulundukları
savaş dönemini, vahşeti, karşıt inançlarını hiçe sayıp aşkı seçtiler…
Bu aşk hikayesi
Azerbaycan için trajik olan dönemlerde -Birinci Dünya Savaşı, Bakü’nün Bolşevikler
tarafından ele geçirilmesi, Rus İmparatorluğundaki ihtilal, bağımsızlığını
kazanmaya çalışan bir ülkenin sovyetleştirilmesi- ortaya çıkıyor ve bu iki aşık
için durumları olduğundan daha da zorlaştırıyor.
Ali ve Nino’nun aşkı
1914’te Doğu ve Batının buluştuğu bir ülkede başladı… Çift tüm zorluklara,
ülkelerinde çıkmış olan savaş ve sahip oldukları inancın karşıtlığına rağmen
aşkı ve birlikteliği seçti ve evlenmeye karar verdi ancak sıkıntılar peşlerini
bırakmadı: 1. Dünya Savaşı başladı ve bu, işleri onlar için daha da
zorlaştırdı.
Daha sonraları Ali, en
yakın arkadaşı olan Melik Nahararyan’ın Nino’ya âşık olduğunu öğrendi. Bu da
yetmezmiş gibi Melik, Nino’yu kaçırdı. Bunun haberini alan Ali, sevdiği kadını
kurtarmak için her şeyi bırakıp peşlerine düştü ve sonunda yakın arkadaşı olan
Melik’i, Nino’yu kurtarmak uğruna öldürmek zorunda kaldı.
Tüm bunların sonunda
Ali, Nino’yu alıp Dağıstan köyüne kaçtı ve burada evlenmeye karar verdiler…
Evlilikleri sonrasında,
Rus İmparatorluğu’nda ihtilallerin başlamasıyla, Ali memleketini Bolşeviklerden
korumak uğruna Nino’yu İran’a gönderdi ve kendisi ülkesine geri dönüp, savaşa
katıldı. Nino bu arada hamileydi ve İran’a gönderildikten sonra bir kız
çocukları oldu…
Azerbaycan Demokratik
Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Ali ve Nino buraya geri döndü ve
ülkelerinin kültür elçileri oldular. Ancak mutlulukları uzun sürmedi…
1920 yıllarında
Bolşevikler, Azerbaycan hükümetini devirmek ve ülkede Sovyet iktidarı kurmak
amacıyla Bakü’yü işgal etmeye başladılar. Ali, Nino’yu kızını alıp Tiflis’e
gitmeye zorladı. Ancak kendisi ülkesini böyle bir zamanda bırakamadı ve
Gence’de kalıp, savaşa katıldı.
Gence köprüsündeki
savaşlar sırasında, Ali başından geçen her şeyi, aşkını, hayatını, 24 yıllık
ömrünü bir deftere yazdı ve 24 yaşında vefat etti… Nino, kızını alıp Paris’e
kaçtı ve bir daha Bakü’ye dönmedi.
HEYKEL NASIL ÇALIŞIYOR:
Gürcistan’ın Batum
kentinde yer alan Ali ve Nino heykeli, her akşam
saat 19:00’da özel
aydınlatmaları ve seçilen renkleriyle zenginleştirilmiş olarak birbirlerine
doğru hareket etmeye başlıyor. Birbirlerine yaklaşıp, öpüşme pozu aldığını
gördüğümüz heykel hemen sonrasında hareket etmeye devam ediyor ve birbirlerinin
içinden geçiyor... Ve sonrasında gerçek karakterlerimizin ayrı düşmesini temsil
edercesine birbirilerine sırt sırta gelecek konumdayken, duruyor.
Heykel, günümüzde hala
birçok turistin, bu hikâyeye şahit olmak isteyen ziyaretçilerin ilgisini
çekiyor ve çekmeye de devam edecek gibi görünüyor…