Stüdyoda Kullanılan Işık Sistemleri

Günümüzden yaklaşık 1.42 milyon yıl önce ilk insanların ateşi kasıtlı olarak kullandığı tahmin ediliyor. O zamanlardan günümüze hala kullandığımız ışık kaynakları güneş, ay, yıldızlar ve nihayetinde hayvansal yağların yakımıyla oluşturulan kandillerin ateşi.

Işık, sinematografi ve atası olan fotoğrafın en temel ihtiyaçlarından biridir. Bilindiği üzere ilk fotoğraf denemesi hiç ışık almayan, karanlık bir kutuya/odaya iğne deliği kadar bir alan ile müdahale edilip, ortama ışığın girmesini sağlayarak oluşturulmuştur.  Böylece fotoğrafın temelleri atılmış oldu. İlk zamanlar Resim.1 ‘de görüldüğü üzere görüntüyü kaydeden araç fotoğrafı kullanıcıya ters gösteriyordu. Ancak gelişen teknolojiyle beraber, fotoğraf makinelerinin içindeki beşgen bir prizma (pentaprizma) sayesinde fotoğrafları düz bir şekilde görüyoruz.

 


 Resim.1 Karanlık Oda, İğne Deliği Deneyi

Dünyamızda, çoğalan nüfus nedeniyle fazla enerji tüketiminden nasibini fazlaca almakta. Dünya bugün bir  salgın hastalıkla uğraşıyor, şuan için enerji kaynaklarımızla alakalı çok fazla bir sorun görünmemekte. Fakat enerji kaynaklarımız tamamen biter ise ne olacak? Gelecek nesillerimize ne kadar sağlıklı bir ortam bırakacağız? Umarım bütün bu enerji tüketimi senaryosu  ütopya olarak kalır ve kaynaklarımızı daha verimli kullandığımız, bilinçli bir toplum niteliğinde insanlar yetiştirir, daha fazla güneş enerjili sistemler üretilebilir. Nihayetinde dünyaya yiyip, içmeye gelen insanoğlu, umarım bu zevklerden kendini biraz kısar da, geleceğini düşünür…

Ancak o zamana kadar enerji kaynaklarımızı kullanarak ışık üretmeye devam edeceğiz. J

Fotoğraf ve görüntü kaydedicinin en temel histerik ihtiyacı ışıktır. Bir ses kayıt cihazı ile bütün görüntüler çekilebilir, bir boom ile bütün sesler ekrana yansıtılabilir ancak tek bir ışık kaynağı ile ortamdaki doğru ışığı yakalamak imkansızdır. İhtiyaç olması halinde ışık setup’ı kurulması gerekir. Örneğin, anahtar ışık, dolgu ışığı, arka ışık ve yansıtılan ışık… şeklinde. Bu yüzden birçok aydınlatma yöntemi oluşturulmuştur. Ana başlıklarıyla incelersek;

Işık sistemleri üç ana başlık altında incelenebilir. Taşınabilir ışıklandırma sistemleri, sabit ışıklandırma sistemleri ve  yansıtma ışıklandırma sistemleri.

Bu noktada bir görüntü çekerken yapılacak işe göre farklılık gösterecektir ancak ilk olarak güneşin bize sunduğu ışığa bakmak gerekir. Güneş ışığının kelvin değeri 5500 derece olarak kabul edilmiştir. Güneş ışığının yeterli olması durumunda ortama çeşitli yansıtıcılar (reflektör) koyularak tepeden gelen güneş ışığının, objenin çeşitli yerlerine, gölgede kalmış noktalarına yansıtabiliriz. Bu da güneş ışığını daha verimli ve yaratıcı kullanma konusunda kullanıcıya olanak sağlayacaktır. Kabaca yansıtıcı, kaynaktan gelen ışığı, doğrusal bir açıda kaynağa paralel bir düzlemde yansıtır. Bunu yaparken yansıtıcı hangi renkte ise o rengi yansıtmaya meyillidir.  


                                                   Resim.2  Reflektör kullanımı

Yukarıda da görüldüğü gibi, gölgede kalan, güneşin değmediği bir alanda reflektör ile kişi aydınlatılmış. Reflektörler kullanım alanlarına göre çeşitli renklere sahiptir. Resim.3’te renkleriyle reflektörleri görebilirsiniz.

                                                      Resim.3  Reflektör Çeşitleri

 

Stüdyo ortamlarında ışık kaynağı genellikle yapay olmak zorundadır. Çünkü eğer stüdyo ortamına bir pencere ile ışık girilmesine izin verilseydi, pencerede, duvardaki kadar yalıtım olmaması sebebiyle dışarıdaki bütün sesler stüdyodaki kaydediciler tarafından fark edilirdi.


                      
                                                    Resim.3 Sabit Işık Sistemleri


                                                      Resim.4 Sabit Işık Sistemleri

Sabit ışıklandırma sistemleri genellikle bize daha yüksek ayarlarda, derecelerde, yüksek ısılarda, ışık kaynağı sunar. Adından da belli olacağı üzere önceden düşünülüp hazırlanmış sahnelerde, sabit kullanılacak setuplarda, stüdyo ortamlarında tavandan asmalı bir şekilde, genellikle sabit bir enerji kaynağına bağlı bir şekilde işini yapmaktadır. Bu tür ışık sistemlerinde genel olarak objenin ana hatlarında sert gölgelerden kurtulmak için özellikle softbox gibi araçlar ile kullanılır. Bu sayede ışık büyük oranda yumuşar ve softbox şemsiyelerinin büyük olması, ışığı oldukça fazla alana dağıttığı için ve bunun yanında dolgu ışıkları kullanıldığında istenmeyen gölgelerden büyük oranda kurtulmuş oluruz.

 

                            Resim.4 Stüdyoda tavandan sarkıtma ışıklandırma sistemi


Resim.4’te stüdyo ortamında sahnenin konumuna, sunucunun hareket edebileceği alana kadar düşünülüp önceden yerleştirilmiş ışıklar görmekteyiz. Bu ışıkların her birinin farklı amaçları olduğu gibi, tavana rastgele asılmış ışıklar değildir. Stüdyoların genellikle kare bir yapısı olduğu için genellikle ışıklar karşılıklı olarak sunucuyu, konukları, genel ortamı, seyircileri aydınlatmak ve hiçbir gölge oluşmayacak bir şekilde düzenlenmek zorundadır.


                                                      Resim.5 Led ışık kaynağı

Aynı zamanda 3,4 ve 5. Resimlerde görünen ışık sistemleri sürekli ışık kaynakları olarak bilinirler. Tungsten aydınlatma, daha çok objenin üç tarafından aydınlatmaya yönelik kullanılan anahtar ışık setup’ında kullanılır çünkü noktasal bir ışıktan söz edebiliriz.  Florasan lambalar stüdyoları tepeden aydınlatmaya yönelik tavan aydınlatmalarında kullanılır çünkü bu tür aydınlatmalar kendinden buzlu cam içerisinde oldukları için softbox etkisi yaratırlar. Led ışık kaynakları daha çok anlık kaynaklardır, dolgu ışığına daha çok benzerler. Ledlerin çeşitli kullanım alanları vardır. Fresnel aydınlatma ise daha çok dramatik bir yapıya sahiptir. Çok küçük noktalara güçlü ışık verebildiğinden ve ışığın dağılımını yoğunlaştırıp azaltabildiğimizden dolayı fresnel ışık kaynakları genellikle sahnenin tamamının aydınlanmasında değil de daha çok bölgesel aydınlatma için tercih edilir.

Devlet kanalı olarak yayın yapan TRT stüdyolarında, ışık için ayrı bir masa ve bir operatör bulunmaktadır. Bu operatörün işi tavanda asılı veya yerde duran led ışık kaynakların optimize edilmesini sağlayarak, program boyunca gerekli gördüğü takdirde  bu ışıkları kullanmaktır. Bazı ışık setupları ışık masası ve operatörü sayesinde oynayabilir hale gelmektedir. Bu sayede çekimi yapılacak konuya göre ortaya muazzam görüntüler çıkabilir.

Stüdyoda kullanılacak ışık sistemleriyle alakalı diğer ekipmanlar ise şöyle;

Işık ayaklıkları, ışık kaynağının objeye göre boyutunu ayarlayabilmemizi sağlar.

Softbox, objeye giden ışık kaynağını dağıtarak yumuşatmamız için ideal bir araçtır.

Reflektör, daha çok fotoğraf stüdyolarında tercih edilir, objenin gölgede kalan kısımlarına uygulanır.

Şemsiye, yapısı itibariyle ışığı dağıtmaya meyilli olması yüzünden fotoğrafçılık stüdyolarında sıkça kullanılır.

Cyclorama aydınlatması, genellikle televizyon stüdyolarında arka fonu renklendirmek amacıyla içinde led ışıkların bulunduğu renkli bir aydınlatma şeklidir. Bu aydınlatma tekniği sahneleme setuplarında ise dramatik etkiyi arttırmak amacıyla beyaz yada siyah bir perdenin üzerine yapılır.

Üç noktalı anahtar aydınlatmada nasıl ki üç boyutlu bir obje yaratmaya çalışıyorsak aynı zamanda stüdyodaki duvarlara yahut sahnenin çekimi yapılacak duvarın altından yukarıya doğru bir ışık kaynağı koyarsak duvar ile objenin arasında da bir üç boyut izlenimini yaratabiliriz. Bu noktada yine dolgu ışığından faydalanmak iyi olacaktır. Keskin hatlar oluşursa, duvar objemizden daha çok ilgi çeker, bunu istemeyiz.


2 Yorumlar

  1. İzlediklerimizin ya da gördüklerimizin arkasında çok ciddi ve dev bir kadro oluyor çoğu zaman. Bir kez yabancı bir kaynaktan video izlemiştim bununla alakalı. Tek kelimeyle muazzamdı. Öylesine bir fotoğraf dediğimiz o kareler saatler bazen de günler gerektirebiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Setlerde 1 çekim için aylarca çalışıldığını biliyorum.... :D

      Sil
Daha yeni Daha eski