Faruk Gökkayrak, İstanbul Gaziosmanpaşa’da
doğup büyümüş kendisi. 10 Yaşından beri bulabildiği her işte çalışıyor. Evine,
ailesine, destek olmak niyeti. Boş olduğu zamanlarda bol bol kitap okuyor.
Arabasının üstünde ‘Savaş ve Barış’ kitabı el sallıyor usulca. Genç kuşakta
olmayan bir umut ışığını onun gözlerinde buluyorum. Helalinden gelen parayı,
helalinden ekmeği, her fırsatta vurguluyor. Kuaförlüğünden tutta, pazarda limon
satmaya, her işi yapmış. Son olarak gıda sektöründe bulmuş kendisini. 12 yılını
gıda sektörüne vermiş. 2’de çocuğu var, Allah bağışlasın. İleri de bir aile
şirketi kurup, çocuklarıyla beraber yapmak istiyormuş, şuan icra ettiği mesleği.
Bir ekmek teknesi var, tavuklu ve nohutlu pilav satıyor seyyar olarak. Eski
İstanbul yolu üzerindeki Opet’in yanı başında buluyoruz kendisini. Yanına gider
gitmez kahve ısmarlıyor bize, içiyoruz. Pilav arabasının içi ısıdan buhulanmış,
ince ince terliyor camlar. Sohbetimiz başlıyor...
EN BÜYÜK HAYALİM, BİR
AİLE ŞİRKETİ.
Kaç senedir bu işle uğraşıyorsunuz bundan önce farklı iş deneyimleriniz oldu mu?
Bundan önce, İstanbul’da market sektöründeydim.
12 yıl şarküteri bölümünde, bölüm şefliği, müdür yardımcılığı yaptım. Pınarhisar’da
da Onur marketin açılışını yaptım, 1 yıl kadar orada çalıştım. Şuanda gıda
sektörüne devam ediyorum gördüğün gibi. Genelde müşteri odaklı, halkla
ilişkiler üzerine hizmet vermeyi seviyorum.
Bu işin size göre artı ve eksileri
neler?
Eksilerinden bahsetmek gerekirse
kışın zor oluyor. Mesela Aralık, Ocak, Şubat aylarında kar, kış kıyamet olduğu
zaman bugünlerde hiç pilav satamadığım oldu. Eve gidip, para götüremediğim
oldu. Çok zorlandığım zamanlar oldu, ödemelerim vardı, Ödeyemedim. Kredi
borçlarım vardı. Yani ticaret bu. Bir gün kazanırsın, bir gün kazanmazsın bir
garantisi yoktur. Artılarıysa, yazın havalar ısınıyor, en azından satış oluyor,
canlı para elinde dönüyor. Günlük 60-70 lira Allah bereket versin diyebilirim.
Eğer bu mesleği icra etmeseydiniz şuan
nerede olurdunuz?
Yine ticaret yapardım, yine
hizmet sektöründe olurdum. Kendi işimi yapardım. Dediğim gibi halka hizmet
etmeyi seviyorum. Ha pilav satmışım, ha peynir, hiç önemli değil. Bir işi
severek yapıyorsan, her iş zevklidir zaten.
Pınarhisar ve çevre yerleşkelerde
tanınan birisiniz, bu ünü neye borçlusunuz acaba?
Borçlu demeyelim de, Allah nasip
etti diyelim. Bu işe ilk başladığımda Pınarhisar’da bu arabayı satın aldığım
zaman sadece 10 tabak sattım. Yeri geldi 2 tabak sattığım günler oldu. Ama
zamanla bu lezzetin tadını alanlar başkalarına önerdiği için, bizde medyanın
gücünü kullanarak, gerek konumumuzu atarak, gerek sosyal medyada paylaşarak bir
şekilde ismimizi duyurduk. Şuan 3200 kişiyiz. Takip ediyorlar, seviyorlar, Allah
razı olsun.
Geleceğe yönelik planlarınız neler?
Geleceğe dönük planlarım,
hanımımla beraber bir dükkan açmak. Nohutlu pilav, yanına belki bir çorba...
Aslında gönlümde bir aile şirketi kurmak var. Arkamdan gelen çocuklarımın işi
devam ettirebileceği bir aile şirketi en büyük hayalim.
Son olarak sokak lezzetleri hakkında
söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Sütlüce’deki uykulukçusundan,
kokorecinden tut, Eminönü’ndeki turşucusundan balıkçısına... Bunlar hep
sokaktaki lezzetler. Keza Unkapanı’ndaki nohutlu pilavcı. Bu iş Osmanlı’dan
kalma bir gelenek. Bizde bu geleneği sürdürmeye devam ediyoruz...
Faruk
Gökkayrak’a bize verdiği röportajdan dolayı teşekkür ediyor, başarılarının
devamını diliyoruz...
Tags
Efsane Sokak Lezzetleri
Haber Röportaj Nedir
Osmanlı Sokak Lezzetleri
Röportaj
Röportaj Nasıl Yapılır
Sokak Lezzetleri
Sokak Lezzetleri Türkiye
Tavuklu Pilav Çeşitleri
Türk Sokak Lezzetleri
Ben ne yazık ki mısır ve kestane dışında seyyar satıcıdan bir şey alamayanlardanım :( temiz yapılmış olsa da sokakta satılıyor olması sebebiyle ne yazık ki tüketemiyorum :(
YanıtlaSilEn son takip ettiğim kadarıyla Faruk hocam dükkan açmış :) bu yazı 2018 yıllarında yazıldı :)))) Tabii herkesin kendi özgür iradesi sonuçta :)
SilAslında çok lezzetlisini bulunca hiç kaçırmamak gerek :) severim sokakta bir şeyler yemeği. Hayırlı işler dileyelim kendisine..
YanıtlaSilTeşekkürlerr, bende severim, İzmir'de zaten bundan 6-7 yıl öncesine kadar sokak sokak dolaşan gevrekçiler olurdu, onlardan alırdım ben hep. Yadırgamam hiç :)
SilÇok keyifli bir röportaj olmuş:-) Benimde yapmayı ve yayınlamayı istediğim konuların başında geliyor. Bir gün beraber mi yapsak acaba:-)
YanıtlaSilŞu pandemi biterse inşallah yapılabilir hocam güzel işler bunlar, eğlenceli :)
SilMerhabalar.
YanıtlaSilBir insanın helalinden nafakasını temin etmek kadar, daha güzel bir uğraş olamaz! Faruk kardeşimize hayalindeki aile şirketini kurup, işini büyütmesi için, Cenab-ı Hakk yar ve yardımcısı olsun. İnşAllah en kısa zamanda bu hayali gerçekleşir ve sokaklardan artık caddeler üzerinde şubeleri bile bulunan sabit mekanlarda bu işi yapar.
Bu güzel röportaj için, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Çok teşekkürler değerli yorumunuz için hocam :)
SilSokak lezzetleri başkadır
YanıtlaSilGerçekten, hele bir de tanıdığınız, güvendiğiniz insanlar bu işi yapıyorsa gerçekten başka oluyor. :)
Silİyi ki yapmışsınız röportaj Güzel olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilİşini yürütmedeki ısrarı ile onu selamlıyorum. Umarım çabaları ilerler.
YanıtlaSilİlginç bir röportaj oturumu.
Endonezya'dan selamlar.
Türkiye'den de Endonezya'ya selamlar hocam :)
Silİnsan yeter ki istesin hocam...
YanıtlaSilİşini severek yapanlara saygımız sonsuz! Kesinlikle de lezzetlidir :) ben Ankara simidini sokaktan aldıklarımı seviyorum, pis ya lezzetli 😂
YanıtlaSilHocam işte 7-8 yıl öncesine kadar İzmir'de böyle simitçiler dolaşırdı... Artık onların yerinde yeller esiyor... Çoğu zaman yerleri sabit hepsinin. Alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçemiyoruz bizde ne yapalım insan kapısının önünden simitçinin geçmesini bekliyor hala :)
Silartist gibi pilavcıymış, arabası da mersedes gibi :)
YanıtlaSilÖyledir Faruk abi :))))
SilTatmayı çok isterdim. Sokakta, büfelerden aldığım, yediğim şeylerin tadı bir başka. Umarım istediği gibi dükkanını da açar.
YanıtlaSilDuyduğum kadarıyla bir dükkana sahipler artık hocam
Sil