Yarına Tek Bilet Film İncelemesi

 


SPOİLER İÇERİR


Bölüm 1

Yarına  Tek Bilet filmi, çok minimalist bir bakış açısıyla ve kendine özgü bir absürt düşünceyle çekilmiş bir film gibi duruyor. İlk dakikadan itibaren karakterlerin tanışma süreci biraz zoraki olmuş bana göre. Bu tanışma işini daha zamana yayıp daha sakin bir kafayla tanışabilirlerdi; ama bu da filmin yapısını göre bir durum değil çünkü filmde çok fazla yükselen anlar var. 

İlk başta kadın karakterin (Leyla) zor bir durumda olduğunu, trene bugün muhakkak binmesi gerektiğini anlayabiliyoruz ama erkek karakterin (Ali) yapısı itibariyle fazla soru soran ve tanımadığı biri üzerinde fazlaca sorgucu yapısı, insanlara bu tanışma bölümünden itibaren  ''ne oluyor ya?'' '' biraz yapmacık olmadı mı tanışmaları?'' şekline sorulara yöneltiyor. Evet bu gerçekten ''ya git işine kardeşim!'' 'lik bir durum gibi görünüyor ama bir film yaratırken onu her açıdan düşünmek zorundasınız. Bence söylenenlerin aksine gayet iyi bir karakter akışı var.

Kendimden örnek vereyim, ben bazen otobüs yolculuklarında sıkılıyor ve yanımda birileri varsa konuşma ihtiyacı duyuyorum. Aramızda da vardır elbette böyleleri. Tamam benimde 12 saat kimseyle konuşmadan, müzik dinleyerek geçirdiğim yolculuklarım oldu, haklısınız. Ama psikoloji çok derin bir alan. O yüzden karakterlerin hop diye birden tanışmalarını sorun olarak görmüyorum. Kaldı ki bu insanlar aynı kompartımanda vakit geçirecekler yani bir şekilde muhabbet etmeleri gerekir...


Bölüm 2

İkinci bölümde artık mecburiyetten mi dersiniz yoksa ihtiyaçtan mı bilmiyorum; birbirlerine açılmaya karar veriyorlar. Karakterlerin ikili diyaloglarını izliyoruz. İkisi de düğüne gidiyor, onu öğreniyoruz. Biri arkadaşının, diğeri eski sevgilisinin düğününe. Tabii aslında ikisi de aynı düğünden bahsediyor ama şuan için ortada bir durum söz konusu değil...


Bölüm 3

Film genel olarak diyaloglardan oluşuyor. Yine ikili diyalogun bol olduğu bir bölümle karşılaşıyoruz. Bu bölümde birbirlerini daha fazla açarak hayatın sorgulanmasını izleyiciye sunuyorlar diyebiliriz. Eski sevgilinin düğününe gidiyorsun, ne bekliyorsun gibi soruları yanıtlamaya çalıştıkça aslında ümitsiz vaka olduklarını anlıyoruz 


Bölüm 4

Karakterlerin birbirine karşı çözülmeleri devam ediyor. Leyla karakteri daha fazla dayanamayıp şiiri okuduktan sonra patlatıyor bombayı. Aslında gittikleri düğün sahipleri, birinin eski erkek arkadaşı, diğerinin eski kız arkadaşı. Tabii Ali büyük bir şok yaşıyor, kaldıramıyor bu durumu. Eşyalarını toplayıp ilk durakta trenden aşağıya iniyor. Üstüne bir de treni kaçırıyorlar ama Leyla ısrarcı, Ali'yi bırakmıyor ve konuşup halletmeye çalışıyorlar aralarındaki durumu. Leyla neden oraya gittiğini açıklıyor, problemi tatlıya bağlamış gibi görünüyorlar şimdi iş treni yakalayabilmekte...


Bölüm 5

Yine diyaloglu bir sahne ama bu sefer trende değil takside. Konuya şoför de dahil yani.


Bölüm 6

Karakterlerimiz nihayet treni yakalıyorlar. Bütün eşyaları yerli yerinde güzel... Her şeyi birbirlerine söylemenin bir rahatlaması var gibi üzerlerinde ama tabii alkolünde etkisi olabilir bu. Ceketlerini çıkarma şekillerinden, oturma şekillerine, rahatladıklarını anlayabiliyoruz bu bölümde zaten.

Ve Leyla tarafından daha fazla gerçeklik Ali tarafından öğreniliyor bu bölümde. Düşen enerjiyi bu da ayağa kaldırmaya yetmiş olmalı. Bildiğinizi sandığınız o insanın hakkında çok farklı şeyler anlatan biri var karşınızda şimdi. İnsan elbette üzülür bu durumda.

Bu arada birbirlerine şarkı armağan ettiklerinde ve gözlükleri takıp müzik dinlediklerinde, o tükenmişliği buram buram hissettim. Çünkü sonraki sahnelerde eğleneceklerini biliyordum ve bunun sarhoş kafası olduğunun da farkındaydım. :D 



Bölüm 7

Bu bölümde tabii alkoller tükendi, kafalar düzeldi; yine karşılıklı diyaloglar... Ali bu sefer daha bir içini döker vaziyette. Ardından Leyla'da içini döküyor. Tabii bu sefer birbirleri hakkında bildikleri şeyleri söyledikleri için gerçekler gün yüzüne çıkıyor ve haliyle bu da hoş bir durum yaratmıyor ikisi açısından da. Küçük muziplikler, iç dökmeler ve haykırışlar devam ediyor. Söz konusu eski sevgililer ve Leyla ve Ali'de bir yerlerinden yara almış insanlar...


Bölüm 8

Yine karşılıklı diyaloglar... Beklenmedik bir şekilde diyemeyeceğim çünkü bu olası bir ihtimaldi, sevişmeye başladılar. Çünkü aslında ilişki yaşadıkları insanlardan bir beklentileri yoktu. Karşı taraftaki insanlar dolayısıyla birbirlerini de gayet iyi tanıyorlardı. Bu söyleyenlerin aksine gayet yerinde bir birleşmeydi...

VE SONUNDA İZMİR

Birbirlerinden ayrılmak zor geliyor, bunu geciktirmeye falan çalışıyorlar ama sonunda ayrılmak zorundalar tabii. Ama sonra ne oluyor? Bir bakıyoruz ki, kordonda ikisi beraber yürümeye başlıyorlar. Böylece hikayenin sonuna gelmiş oluyoruz.

Başkalarının aksine, ben bu filmi sevdim. Bizden tam not :)



5 Yorumlar

  1. Teşekkürler:) Sinema okumuş bir genç bir arkadaşımızdan bu tür incelemeler okumak güzel. Oyuncuların adlarını özellikle mi yazmıyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim yorumunuz için, filmlerde oynayan oyuncuları sadece o filmde değerlendirmek isterim, yani dışarıda ne olduğuyla pek ilgilenmiyorum. Sadece o filmin karakteri olarak görüyorum, o yüzden pek üzerine düşmedim isimlerin.

      Sil
    2. Bence mantıklı. Aslında benim de benzer bir fikrim vardı bir zamanlar. Aynı kişiyi farklı filmlerde ya da dizilerde farklı bir rolde görmeyi yadırgıyordum. Her film için başka oyuncu bulsalar daha inandırıcı olur, falan diyordum. Halen de diyorum:)

      Sil
  2. Bayağı kapsamlı bir değerlendirme olmuş çok teşekkürler

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski