Daha öncelerde çok not alan biri olmadığımdan bahsetmiştim, bu yüzden de hatta çok fazla unutkan olabiliyorum. Yeni yıldan biraz önce aklıma ablamın 90'lı yılların sonunda doldurduğu defterler aklıma geldi. Tabii bir kadın bakış açısıyla doldurulmuş olan defterde çoğu zaman dönemin yabancı erkek yıldızları, çiçek, böcek, çoğunluğu kadın dergilerinden kesilmiş Blue Jean dergilerinden kesilmiş defterler yapardı. El işi makaslarıyla bir güzel figürler keser, onları bir güzel uğraş ile defterine yapıştırırdı.
Deftere çektirdiğim bu eziyetin bir adı var mı? İnanın gerçekten bilmiyorum. Bilen varsa beni aydınlatırsa sevinirim çünkü eminim 90'lı yılları bir ergen olarak geçirdiyseniz sizde böyle şeylerle uğraşmışsınızdır. :) Zaten yapacak başka da bir şey yoktu sanıyorum, deftere yazı yazar, kendi iç dünyasında yolculuğa çıkardı kişi.
Bu işin biraz demode olduğunu kabul etmeliyim, ancak reklamcılık alanında çalışanlar bilirler ki, eski, fikirler, Türkçe gibi bozularak gelişir ve girişimcilik alanı eskinin yenilenmesiyle oluşur. Bu yüzden insanlar çoğu zaman bazı ürünlerin, özenilmiş hatta çalınmış olduğu fikrine kapılıyor bu çoğu zaman yanlış bir düşünce...
Bende hali hazırda çok fazla edebiyat, sinema ve fotoğrafçılık dergisi biriktirdiğim için en azından sevdiğim insanları ve onların sözlerini bir defterde biriktireyim, düşüncesiyle fotoğraflarda görmekte olduğunuz sayfaları hazırladım.
Tabii, insanın çok fazla kesilebilecek dergisi olduğunda, çokta uğraşmak durumunda kalıyorsunuz. Kesimin ortalarına geldiğimde acaba dergileri ziyan mi ediyor düşüncesiyle bir panik anı bile yaşamıştım. Sonra dedim ki, dergilerin arasında çok fazla kelimeye boğulacağına senin defterinde özel sayfaları olsun bu kestiğin şeylerin.
Kendimi ancak bu şekilde rahatlatabildim. Ama bu kararı sinema ve fotoğrafçılık dergileri için vermediğime seviniyorum. Sonuçta o alan benim işimin bir parçası olduğu için muhakkak bir gün işime yarayacaktır. Edebiyat dergilerinin hobi eşiği daha büyük olduğu için pek bir problem yaşayacağımı sanmıyorum, hem bakın, bir edebiyat dergisinde de dünyaya bedel bir sinemacıya yer veriliyor...
Hatta en son aldığım derginin kapak tasarımı The Queens Gambit dizisinin başrol oyuncusu yer alıyor, onu bu defterde görmek için sabırsızlanıyorum. :)))
Sayfa tasarımı konusunda çok da başarılı olduğumu söyleyemesem de, kendime göre bir düzen ile onları yerleştirip yapıştırmaya çalıştım. Eski ajandalarımdan birini kullandığım için boyut olarak biraz küçük, o yüzden bazı büyükçe kesitleri elemek zorunda kaldım, onun yerine daha stabil boyutlara yöneliyorum ama yukarıdaki Sabahattin Ali fotoğrafını görüyorsunuz, neredeyse defter kadar :)))
Sanıyorum yapıştırıcıyı biraz gereksiz fazla kullanmışım, henüz bu kadarını yapıştırabildim ve evde yapışkana dair bütün ürünler bitti... Bir de yaprakların sadece bir yüzünü kullanabiliyorum çünkü dediğim gibi yapıştırıcıyı bazı yerlere öyle çok sürmüşüm ki sayfanın arka yüzüne kadar geçmiş olabiliyor. O noktada biraz problem çekiyorum.. :)
Tahmin edersiniz ki, sinemayla olan dergilerimi kesemedim çünkü edebiyat dergilerine tahammül sınırımız daha yüksek olabiliyor tahmin edersiniz, sinema ve fotoğraf dergilerine her an ihtiyaç duyabilirim. :)
Gerçekten muazzam işler var ve bu işleri kesip deftere yapıştırmak ve özellikle o yapılan işe bakabiliyor olmak canlı hissettiriyor. Ancak gel gelelim, aylık 4-5 edebiyat kitabı nerden baksanız, 50 lira eder, işin bir de sinema ve fotoğrafçılık dergileriyle olduğunda bu fiyat 80 liralara kadar çıkabiliyor. Bu durum öğrenci olarak beni bir hayli üzse de, zaten kitapların da fiyatları malum. Bir şekilde her ay almaya çalışıyorum. Sizin de öyle defter örnekleriniz var mı? Benimle paylaşabilirsiniz?
İnanın, insan ruhunu bunlarla besleyebiliyor sadece, keza; insandan insana pek fayda kalmamış bu dünyada...
Tags
90'lı Yıllar
Ajanda
Dergi
Edebiyat
Edebiyat Dergileri
El İşi
Fotoğrafçılık
Fotoğrafçılık Dergileri
Franz Kafka
Hobi
Quantine Tarantino
Sabahattin Ali
Sinema
Sinema Dergileri
Hocam bu pandemi nelere kadir :-)) Bu ülkede bir Blue Jean dergisi gerçeği vardı... Bende çok uzun yıllar düzenli olarak dergi alıp biriktirdim ama hiç kıyamadım kesmeye :-)) Defter olarak ta sonradan hepsini yaktığım 8 yıl boyunca tuttuğum günlüklerim vardı. Keyifli akşamlar.
YanıtlaSilNasıl yakabildin hocam onca anıyı :)))
Silİnan hiç acımadım:-)) Ergenlik döneminde denk gelen günlüklerdi çoğu:-))
SilBen de bir ara senin yaptığını yapıyordum sonra bıraktım
YanıtlaSilEğlenceli gidiyor ama bende her an bu neemiş ya diyerek bırakabilirim hocam :D
SilO zamanlar herkesler tutardı ve ben tüm arkadaşlarım günlük tutuyor diye sinirlenip tutmazdım düşünüyorum şimdi neden böyle bir duruma girdiğimi :))))
YanıtlaSilNeden sinirlendin hocam herkesin yaptığını ben yapmayayım diyerekten mi :))
Silsanki kişisel dergicilik yapıyorsunuz :) üstelik el işi. bence güzel bir uğraş...
YanıtlaSilEvet öyle garip bir şey oluyor gerçekten :)
SilEskiden bende yapardım, genctik ozaman lar :)
YanıtlaSilYalnız olmadığıma sevindim! :D
SilHiç fena fikir değil aslında... Güzel de gözüküyor
YanıtlaSilHocam öylesine bir uğraş işte... :)
SilYapmışlığım vardır efenim.
YanıtlaSilHatta hala gözümün önünde canlanır ki bir tanesi. Sarışın Maria. Pembe dizilerin başrolü. Onun bir resmini kesip yapıştırmışım. 😂
Sonra ninja kamplumbağalı bir defterim vardı. Günlük tarzı idi. Onada benzer bir uygulama yaptım.
Bence keyifli bir uğraş. Şimdi olsa yine yaparım. Hatta bu şekilde yemek tarifi toplayanlar var doye biliyorum ben.
Yemek tarifi toplamak çok orjinal bir fikirmiş bu arada hocam
SilBence neden olmasın ? Gayet de güzel olmuş hocam özgün en azından :)
YanıtlaSilTaklitlerden kaçınıyoruz hocam :D
SilYa eski günleri hatırladım. Dijital çağ iyi hoş ama dokunma duyumuza hitap etmiyor, bir de bence yaratıcılığı engelliyor. Kesip yapıştırdıklarınız nefis görünüyor. Bir de eskiden filmlerde tehditlerin gazete harflerinden kesilip yapıştırılıp gönderildiği ni hatırladım. Şimdi kötü adamlar ne yapıyor ki:)
YanıtlaSilDijital, hayatı kolaylaştırdı ama insanı tembelleştirdi hocam bu büyük bir problem
SilElinize sağlık hem bloğa yazılık hem güzel defterlik malzeme çıkmış :)
YanıtlaSilYapıştırıcı için ipucu: Görselliği mahvedip yaptığımız işi bozmaması için yapıştırıcıyı yavaşça yapıştıracağımız parçanın köşelerinin biraz içinden geçiriyoruz (çok kenara yakın olursa taşabilir) sonra da parmakla veya başka bir kağıdın yardımıyla dağıtıyoruz ki hem kenarları kalkmasın hem de sayfalar çok kabarmasın ya da hiç uğraşmıyoruz direkt katı yapıştırıcı kullanıyoruz.
işte o el becerisi bende yoksa demek ki hocam.... :D
Sil99lu biri olarak bu tür şeyleri yakalayamamış olmak beni üzdü, elime bir makas alıp bütün dergilerimi kesmek istiyorum şu an :)
YanıtlaSilhocam sen yine de pişman olacağın şeyler yapma da.... :D
Silİşte ben o notları dijitalde bile almıyordum hocam ama insan bir süre sonra unutabiliyor almak lazım
YanıtlaSilBöyle şeyler yapmak çok keyifli bence. Gerçi çoğu şey artık dijitalde. Ama hala okuduğum kitaptan alıntıları yazdığım defterler var. Ama ben de süslemeyi vs hiç beceremem. :) Paylaştıklarınız da çok iyi görünüyor bence :)
YanıtlaSilO sizin güzel bakışınız hocam
SilBöyle bir defter ilk kez gördüm, çok güzelmiş:) Demodelik falan önemli olmamalı bu tarz bir uğraşta. Severek , özenerek yapıyorsan ileri de daha da hoşuna gidecektir.
YanıtlaSilBilmeden, istemeden dergi ajanda gibi bir şey üretmiş olduk sanırım :D
SilValla yalnız olmadığım için memnunum hocam bu konuda :)))
YanıtlaSilyaa ben de yapardım böyle şeyler. daha çok moda üzerineydi kestiklerim. sonra bıraktım. kolaj çalışması gibi bi şey galiba bu. ama gerçekten hoş bi uğraş.
YanıtlaSil90'larda dediğiniz kes yapıştır 70'lerde de vardı. ergenlik çağında idolleri, örnekleri vardı gençlerin. onları örnek alırlar onlar gibi olmaya, onların yaptığı gibi yapmaya çalışırlardı. Örneğin "al yazmalım" aşkı vardı. kadirce aşk vardı. şimdiki gençler için saçma gelen şeyler o zamanlar gençleri eğitiyordu. benim de bilim ve teknik dergisindeki -tubitak- atasözlerini ve birilerinin söylediği önemli sayılan sözlerini yazardım ama kayboldular hepsi de. benim için hazine gibiydiler şimdi de öyle ama yoooooooook. :)) Zaman çok hızlı ilerliyor artık. :)
YanıtlaSilŞuanın gerçekleri de bir süre sonra komik birer klişeye dönecek hocam... Olay böyle dönüyor zaten
Silgüzel fikir ben de kendi çizimlerimle dolduruyorum ders için kullandığım defterleri ajandaları ama günlük tarzı bir şey tutmayı başaramıyorum :) yapıştırıcıyı az kullanmak lazım sahiden kağıt için olan yapıştırıcılar daha iyi olabilir bu konuda bir de kalın yapraklı defterler daha avantajlı olabilir :)
YanıtlaSilinanır mısınız bir gram çizim yeteneğine sahip değilim yahu :))))
Sil2014 yılında yurtta kaldığım süreçte kendime bir ajanda oluşturmuştum bende hatta ablanızın yapmış olduğu uğraşları bende gösterdim :) hala odamın en güzel köşesinde yer almakta .
YanıtlaSilÇok güzel ve samimi bir paylaşım olmuş emeğinize sağlık.
Tam bir terapi gibi bu uğraşlar. Tabii ki seksenlerde genç olmuş biri olarak benim de böyle defterlerim var. Şiir defterlerim. Bir ara gösteririm :) Şimdilerde ise biletlerimle defter hazırlıyorum. Sonra onlara bakıp keyifli tatillerimi hatırlamak çok iyi hissettiriyor.
YanıtlaSilBen böyle bir defteri sadece karikatürler için hazırlamıştım. Ama seninkisi daha kapsamlı ve güzelmiş. Bir nevi dergi hazırlama olmuş seninki de :)
YanıtlaSilYüzyıl önce (diye başlayacağım yoruma çünkü öyle :) ) HEY dergisi vardı, müzik dünyasına yeni katılan şarkıcılar, gruplar, konserler ve şarkılarından haberler verirdi, hem dünyadan hem Türkiye' den haberlerle. O zamanlar ablamla ben bir şarkı defteri yapmıştık, epey zorlu bir çalışmaydı şimdi düşünüyorum da. Şarkı sözlerini sayfalara el yazısıyla yazar, şarkıcının küçük bir resmini de yapıştırırdık. Ah ne günlerdi. Hala durur. Çok güzel bir çalışma seninki de, yapıştırıcı olarak pritt kullanırsan arka sayfada o kadar etkisi olmaz. Öznel bir davranış, beğendim <3 :)
YanıtlaSil