Marka Oluşturmak, E-Ticarete Nasıl Başlanır, Günce #4

Bu hafta yazdığım güncede sizlere uzun zamandır yapmayı düşündüğüm ve aslında hala bir adım atmış değilim, sadece fikir ve düşünce aşamasında olan bir şeyden bahsedeceğim. Biliyorsunuz araya salgın hastalıklarında girmesiyle birçok dükkan kapanmak zorunda kaldı ayakta kalanlarda evlere servis yada internet üzerinden satışını kargolamak suretiyle kendi hayatlarını sürdürüyor. Yani araştırmalarıma göre bu salgın döneminde e-ticaret faaliyetleri oldukça arttı ve insanlar bunun üzerine girişimcilik yapıyor. 

Bende bunun üzerine bir marka oluşturabilir miyim, bir satış faaliyeti yürütebilir miyim, ne satabilirim şeklinde düşüncelere kapıldım. Ancak bu yazıda tam olarak belirginleşmeden sizlere planladığım ürünler hakkında bir bilgi veremeyeceğim maalesef.

Ben orta halli bir üniversite son sınıf öğrencisiyim ve salgın dolayısıyla evde kalmamız beni bu konuda biraz teşvik etse de ne yazık ki çok sermaye gerektirecek işlere giremeyeceğim. Bu noktada da bu sayfaya yerleştirdiğim reklamlar söz konusuydu ancak iki gün önce geçersiz tıklamalar sebebiyle reklamlar 30 gün süreyle askıya alındığına dair bir mail aldım.

Bu konuya yazının devamında değineceğim. E-Ticaret konusunda araştırdıklarımı yazmak istiyorum şimdi;

E-Ticaret hayatına yüklü bir sermaye ile atılacaksanız, Zaten direk Anonim, Limited yada Şahıs şirketi kurarak ilk adımları atıyorsunuz. Zaten şirket kurmak demek, ben bu işten para kazanıyorum, vergilerimi ödeyeceğim ve fatura kesebileceğim demek oluyor. O yüzden sermayeniz var ise şirket kurarak yüksek bütçeler ile yüksek kazançlar elde etmek mümkün.

Çünkü, şirket kurduğunuz zaman, internet üzerinden satış yapan sitelerde ücretsiz bir şekilde bayilik açabiliyor ve ürünlerinizin fotoğraflarını o sitelere yükleyerek buralardan kazanç sağlıyorsunuz. Sizin ayrıca reklam vermenize gerek kalmıyor çünkü internet üzerinden satış yapan büyük sitelerin son zamanlardaki reklam faaliyetleri çok deli paralar ve insanlara kendini kanıtlamış, güvenilir ve müşteriyi mağdur etmeyeceklerini kanıtlamış siteler oldukları için onların bünyesinde satış yapmak çok daha karlı bir iş haline gelebiliyor.

Aynı sistemi yurtdışında da yapanlar var ancak o biraz çetrefilli bir iş olduğu için o konuya hiç değinmeyeceğim. 

Yanlış bir bilgi vermemeye çalışarak, kendi araştırmalarım sonucunda şu bilgilere ulaştım. Eğer ki yıllık kazancınız 30 bin lirayı aşmıyorsa, vergi mükellefi sayılıyorsunuz. Bunu bulunduğunuz mevkideki vergi dairelerine giderek öğrenebilirsiniz.

O yüzden, yıllık kazancınızın bu fiyatı geçmeyeceğinize inanıyorsanız ve benim gibi öğrenciyseniz, çok da sermayeniz yok ise en azından ilk etapta bir şirket hesabı açmanıza gerek yok sadece satacağınız ürünün araştırmasını yapıp kendinize uygun bir hikaye bulup, ''Ben bu ürünü neden satıyorum?'' internet üzerinden ücretsiz oluşturabileceğiniz mağaza sayfalarından ürünlerinizi satabilirsiniz.

Markanın ismi, logosu, satacağınız ürünün pazarda hemen satılıyor mu, ne kadar sermayeye ihtiyacım var, ne kadar kar getirecek, kargo ücretlerim ne olacak... Bunun gibi birçok soru daha satışa başlamadan sizin karşınıza çıkacak ve bunların her birine oturup ayrı emek vermeniz gerekiyor. Satılmayacak ilgi görmeyen bir ürünün satışını yapmaya çalışmak biraz elinizde patlar gibi bir düşünce çıkıyor ortaya. 

Son olarak mağazanızın insanlara verdiği güven çok önemli, eğer mağazanızda insanlara güven aşılayacak şeyler yapmazsanız, gelen maile geri dönüş yapmazsanız.. vs. bunun gibi çok fazla içerik var her yerde bulabilirsiniz. Bunların altyapısını oluşturup, gerekirse bir deftere girdi çıktıları not edip satışa çıkaracağınız ürün ile ilgili anekdotlarınızı kafanızda kurup başlayabilirsiniz.

Dediğim gibi, küçük bir sermaye ile bir mağaza sayfası oluşturup bir şeyler satmaya dair planlarım var. Ve üzülerek, kesinleşmeden bu ürünleri paylaşma niyetinde değilim. Çünkü ne zaman sevincimi birine paylaşsam muhakkak bir göz değiyor, o yüzden sizden iyi dileklerinizi talep ediyorum... :) Ve aslında şunu da sorayım, yarın bir gün karşınıza bir ürün çıkartsam sizin düşünceleriniz ne olur? Bunu merak ediyorum.

Şimdi gelelim ikinci konuya, 1-2 gün önce gecenin bir vaktinde bir mail ile bütün moralim bozuldu. Mailde şöyle diyor; Geçersiz tıklama yapıldığı için reklamlarınızı 30 gün arayla askıya aldık. Ancak şunu da eklemeyi unutmamışlar, 3. taraf saldırıları olabileceğinin farkındayız, ancak sayfa tamamen sizin sorumluluğunuzda. Bu beni üzdü açıkçası, hem mağdur olan taraf benim hem de ceza bana kesiliyor ve itiraz hakkım yok deniyor gelen mailde. 

Kendi reklamlarıma elbette tıklamıyordum ancak, ailem, çevrem, destek amaçlı tıklayabiliyordu. Bu sebepten dolayı mı yoksa başka bir saldırı mı oldu emin değilim ama şuan hesabım 30 gün boyunca reklam göstermeyecek.

Şevkim kırıldı, oysaki ne çok şey hazırlamıştım, 10 tane hazırda bekleyen sinemayla alakalı makalem var ve şuan hiçbirini paylaşmayı düşünmüyorum. Bu da tamamen yukarıda bahsettiğim o iş kurma sürecinde bana getirecek sermayeden dolayıydı. En azından adsense birikimiyle o kafamda tasarladığım işi kurarım diyordum ama işler beklediğim gibi gitmedi... :D 

O yüzden bu aralar az yayın yaparsam lütfen affedin.

Evet durumlar böyle... Şimdi biraz da bu güncelerin  gelenekselleşen tarifini vermeye geldi sıra. :))

Aslında bugün bir tarif veremeyeceğim çünkü ben yapmadım. Evde ekmek kadayıfı yapıldı. Hayatım boyunca sanırım ilk defa evde ekmek kadayıfı yapıldığına şahit oldum. Bunun için 1 somun ekmeğe ihtiyacınız var diyormuşum :))))

Yok, yok, ekmek kadayıfı için özel bir kek varmış. Bunu alıyorsun, ıslatıyorsun, suyunu sıkıyorsun, şerbetini döküyorsun, çok da detaylı anlatım olmadı ama sanırım bu kadar basit :)

Sonra kare kare kesip üzerine kaymak koyup afiyetle yiyorsunuz. Evde kalabalık değilseniz, 2. günden sonra ekmek kadayıfı biraz bayabiliyor, ağır bir tatlı olduğundan dolayı, kalabalık aileler için 1 günde tüketilmesini tavsiye ediyorum. Kalabalık değilseniz, belki konu komşuya dağıtabilirsiniz. Nihayetinde paylaşmak iyidir... :))))